TiyatroKlasik Akım Tiyatro – Klasisizm

Şubat 10, 20210
https://www.antesanat.com/wp-content/uploads/2021/02/klasik-akim-tiyatro-klasisizm.jpg

Rönesans’ta İtalya’da başlamış ve XVII. yüzyılda Fransa’da Cornellie ve Racine’nin yapıtlarında doruğunu bulmuş olan tiyatro akımı Klasik Tiyatro akımıdır. XVII. yüzyılda İtalya’da Alfieri’nin oyunlarına dek etkisini sürdürmüştür. Klasik tiyatronun temel temel nitelikleri düzenlilik, usçuluk, duruluk ve belirginlik, idealleştirme ve ağırbaşlılık olarak özetlenebilir. Klasik akım döneminde Fransa’da da İngiltere’de de krallık kültür ve sanat çalışmalarını desteklemiştir....

Rönesans’ta İtalya’da başlamış ve XVII. yüzyılda Fransa’da Cornellie ve Racine’nin yapıtlarında doruğunu bulmuş olan tiyatro akımı Klasik Tiyatro akımıdır. XVII. yüzyılda İtalya’da Alfieri’nin oyunlarına dek etkisini sürdürmüştür. Klasik tiyatronun temel temel nitelikleri düzenlilik, usçuluk, duruluk ve belirginlik, idealleştirme ve ağırbaşlılık olarak özetlenebilir.

Klasik akım döneminde Fransa’da da İngiltere’de de krallık kültür ve sanat çalışmalarını desteklemiştir. Tiyatro sanatı, sarayın gözetimi ve denetimi altına girmiştir. Daha önce tutucu çevrelerin tiyatroya karşı çıktıklarını anımsıyoruz. Yalnız Katolikler değil protestanlar da bu sanatın halk üzerindeki etkisine kuşkuyla yaklaşmışlardır. Tutumlu ve tutucu orta sınıf eğlenceyi sevmediği, pahalı giyime, kadına ve kumara karşı olduğu gibi yararsız bir eğlence olarak görmektedir. Daha önceki yüzyıllarda tiyatroyu sevmiş açık hava tiyatrolarını doldurmuş olan halk, bu tutucu çevrelerin etkisi ile tiyatroya gidemez olmuştur. İngiltere’de on iki yıl süren yasaklama dönemi tiyatro coşkusunu söndürmüştür.17.yüzyılda tiyatronun yeniden canlanması sarayın desteği ile olur.

Klasisizm, klasik akım döneminin devlet ve krallar tarafından desteklenmesinin nedeni zenginleşme ,varlık ve güven ortamıdır. Çoğunluğun yoksunluğuna karşı bu zengin yasam olabildiğince görkemlidir. Sanatçılar korunmakta,sanatsal gösterilere bol para harcanmaktadır. Tiyatronun içeriğini topluma karşı görevi belirler.Aydınlar ve seçkinler ise tiyatroyu usçu felsefesine uygun bir sanat anlayışı içinde değerlendirerek insan aklının doğruyu, iyiyi,güzeli bulacağını kabul ederler.Bu inancın yerleşmesinin nedeni 17. Ve 18. Yüzyıllarda büyük bilim ve düşün adamları yetişmiş olmasıdır.Bu yüzden bu çağ Akıl Çağı olarak adlandırılır. Görüldüğü gibi bilimdeki gelişme sonucunda insan düşüncesi yüzeydeki karışıklığın altında uyumlu bir düzen yattığını varsaymış,insan aklının bu düzenin işleyişini çözümleyebileceğine inanmıştı.

Bilime ve insan aklında duyulan bu güven,giderek aklın her alanda yetkin olanı bulacağı inancını pekiştirdi.İnsan aklı,kendi doğal işleyiş düzeni içinde ahlak ve sanat alanlarında da en iyi ve en güzel olanı bulabilecekti.İnsanın sanat eserlerinden hoşlanması onda bir düzen farketmesinden ileri gelir.Sanat esin ürünüdür,coşku ürünü değildir. Klasik akım,akılla açıklanan açık ve kesin biçim kuralları koymuş ve bu kurallara uyulmasını zorunlu saymıştır.Klasik akım tiyatroda en başarılı ürünlerini Fransız tiyatrosunda vermiştir.Aynı zamanda bu dönem Fransız tiyatrosunun da en parlak dönemidir. Bu dönemde Shakespeare klasik kurallar açısından eleştirilir, dram tekniği ve sağduyu açısından kusurlu bulunur.

Klasik tiyatro düşüncesinin üç asal ilkesi vardır;
-Ahlak açısından eğiticilik
-Biçim kurallarına uymak
-Yalınlık içinde inceliğe özen gösterme

Klasik akımın biçim kurallarını özetle sıralayacak olursak;
-Arılık yalınlık
-Belirli uzunluk
-Organik bütünlük
-İnandırıcılık, tutarlılık
-Üç Birlik
-Beş Perde
-Üç oyun kişisi
-Kanlı olayların sahnede gösterilmemesi

Rönesans kuramcılarının Antik kültür ve sanatını hayranlıkla benimsemelerine karşın, Klasik kuramcılar Antik kültürün özünü kavramak amacındalardır. Klasik akımda birçok sanatçı görüşlerini belirtmiş yorumlamalarda bulunmuştur. Moliere, eserin kuraldan önce geldiğini söylüyor,kuralları bilenlerin yazdıkları oyunların kimsenin hoşuna gitmediğini hatırlatıyordu. Bu yazara göre,bir oyundan hoşlanan kimsenin aklına, acaba hoşlanmakla hata mı ediyorum, acaba Aristoteles’in kuralları gülmemi yasaklar mı diye bir soru gelmez bunu düşünmez.

Kısacası bu dönemde, Fransız yazarlar (Voltaire vs.) bu dönemde kurallara uymakta, daha az biçimsel hata yapmaktadırlar. Yararlı olanın ahlaka uygun, ahlaktan yana olması gerektiğini ve bu çeşit sanatın icra edilmesinin gerektiğini savunurlar. Bu da tam olarak klasik akım düşünürlerinin savunduğu ve üzerinde durduğu tanımdır. Bu dönemde klasik tiyatro Saray çevresinin beğenisine yöneliktir ve akıl çerçevesi içinde incelik kurallarına uyma gereksinimi gösterir.

Klasik akım yani klasisizm düşünür ve yorumcuları tüm bu çerçevelerde Shakespeare’i eleştirir, hatalı ,saçma ve aşırı bulurlar. Fakat ne olursa olsun çoğu Shakespeare’nin dehasını kabul eder ve bunun doğuştan verilmiş bir yetenek olduğunu,kusurlu da olsa saygıya değer olduğunu belirtirler. Fakat İngilizler kuralları daha az gözetirler. Onlar doğaya daha yakın, daha canlı, daha zevk verici çeşitlemeler yaparlar. Eserlerinde yaratıcılık, zengin öz , akıllılık ve çeşitlilik bir arada bulunur.

Kurallar ile kontrol altına alınan Klasik Fransız dönem tiyatrosu tamamen yasalara ve kurallara uygun davranmayı ,ahlaka ve akla dayanmayı savunurken, Antik Yunanda amaç ölçülü olmak, aşırılıktan kaçmaktır.

Ne olursa olsun kendi içinde sağlam bir bütüne hizmet eden bu Klasik dönem kuralları, uzun zaman tiyatro yazmanın vazgeçilmez biçim özellikleri olarak kabul edilmiş ve kullanılmıştır.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Sosyal Medya
Sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip edebilirsiniz
Hakkımızda

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı mezunlarından Duygu Üzüm Kulan ve Can Kulan tarafından kurulan sanat akdemisi: Ante hakkında daha fazla bilgi için tıkla